TCG Pirireis denizaltısının hizmete girmesi, Türkiye'nin uzun süredir beklediği bir gelişmeydi. Bu denizaltı, Türkiye'nin "yeni tip denizaltı" projesi kapsamında envantere giren ilk platform olarak öne çıkıyor. Ancak, tören sırasında duyurulan diğer önemli detaylar da dikkat çekici. Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan, TCG Pirireis'in test süreçlerinin uzun sürdüğünü ve bu süreçte Türkiye'nin birçok yerli teknolojiyi denizaltılara entegre ettiğini belirtiyor.

Denizaltının üretim süreci, Türkiye'nin kendi savaş yönetim sistemleri ve mühimmatlarını geliştirmesi açısından önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Almanya ile yürütülen işbirliğinde ise Türkiye, projede yerli çözümlerin daha fazla yer almasını sağlamış, bu da süreci farklılaştırmış. Ayrıca, hizmete alınan 3 bin tonluk denizaltı havuzu ve yakıt gemileri de Türk donanması için stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Denizaltıda ilk kez kullanılan "havadan bağımsız tahrik sistemi" (AIP) de Pirireis'i özel kılan bir diğer önemli teknoloji. Bu sistem, denizaltının su yüzeyine çıkma zorunluluğunu ortadan kaldırarak daha uzun süre su altında kalmasını sağlıyor. Bu teknolojinin donanmaya kazandırılması, Türkiye'nin denizaltı stratejisinde önemli bir sıçrama olarak görülüyor.

Erkan, 2029 yılına kadar Reis sınıfı tüm denizaltıların AIP sistemiyle donatılacağını ve bu süreç tamamlandığında Türkiye'nin denizaltı filosunun çok daha güçlü bir konuma geleceğini ifade ediyor.